SU KAYNAKLARIMIZ HIZLA TÜKENİYOR

SUYUN YARINI BUGÜNÜMÜZE BAĞLI
Dünyada ve Türkiye’de su kaynakları hızla tükeniyor. Birleşmiş Milletler ve UNESCO başta olmak üzere ilgili kuruluşların raporlarına göre, dünya ve Türkiye’de artan nüfus, küresel ısınma, kuraklık gibi nedenlerle her geçen yıl suya olan talep artarken, tatlı su kaynakları azalıyor. Dünya nüfusunun yüzde 40’ını barındıran 80 ülke şimdiden su sıkıntısı çekiyor. Türkiye de gelecekte su sıkıntısı çekme riskiyle karşı karşıya olan ülkeler arasında. Bu durumu tersine çevirecek olan bizleriz. Suyun yarınını bugün alacağımız kararlarla bizler belirleyeceğiz.
SUYUNA SAHİP ÇIKMAK İÇİN ŞİMDİ HAREKETE GEÇ
Bugün Dünya Su Günü. Yaşamın her alanında bizlere hayat veren suya odaklanmak ve onu korumaya dikkat çekmek için bizi hep birlikte adım atmaya davet eden eşsiz bir gün. Yaşam kaynaklarımızın başında gelen suyu korumak sadece insanlar için değil tüm canlılar için hayati önem taşıyor. Sınırları olmayan bir kaynağın limitsiz olanaklarından faydalanırken yarınları da düşünmek zorundayız. Suyumuz ne durumda? Ona gerektiği kadar iyi bakabiliyor muyuz? Gelin yakından bakalım...
İnsan sağlığından doğaya, tarımdan enerji üretimine kadar hemen her alanda, her canlı suya ihtiyaç duyuyor. Artan su krizini, sosyal ve ekonomik kalkınmanın sürdürülebilirliğini vurgulamak için her yıl 22 Mart’ta Dünya Su Günü kutlanıyor. Bu yılın teması ise “Yeraltı Suları.” Birleşmiş Milletler’in 2022 yılında “Görünmeyeni Görünür Kılmak” başlığıyla harekete geçtiği Dünya Su Günü'nün temel odak noktası ise 2030 yılına kadar herkes için su ve sanitasyon (sudaki insan sağlığına zararlı mikroorganizmaların temizlemesi)  olan Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi 6'ya ulaşmak.
Yeraltı suyu olmadan ekosistem ve canlı yaşamından söz etmek mümkün olamaz. Dünyanın çoğu kurak bölgesinde yaşam tamamen yeraltı sularına bağlı. İçme suyundan, sanitasyona, gıda üretiminden, endüstriyel işlemler için kullandığımız suya kadar ihtiyacımızın büyük bir kısmını yeraltı sularından sağlıyoruz. Yeraltı sularını, sınırları olmadan ülkeleri birbirine bağlayan ve yüzeyin altından bizlere hayat veren damarlar olarak nitelendirebiliriz. Görünmeyeni görünür kılmak ve yeraltı sularını korumak ekosistemin devamını sağlamanın ilk şartı.
DÜNYADA 2,2 MİLYAR İNSAN GÜVENLİ İÇME SUYUNA ULAŞAMIYOR
4,2 milyar insan sanitasyon hizmetlerinden ve 3 milyar insan temel el yıkama tesislerinden yoksun. Üstelik dünya üzerindeki suların yalnızca yüzde 2.5’i tatlı su. Tatlı suların da yalnızca yüzde 10’u ulaşılabilir durumda. Geri kalan tatlı sular yeraltı suyu ve buzullarda bulunuyor.
Yanlış tarım uygulamaları ve iklim değişikliği etkileriyle yeraltı suyu kaynaklarımız da hızla tükeniyor. Yeraltı suları görünmediği için önemi göz ardı edilebilir ancak sağladığı faydalar bizi hayata bağlıyor. Yeraltı suları dünyada sıvı halde bulunan tatlı suyun neredeyse tamamını oluşturuyor.
İklim değişikliği su kaynaklarına ulaşımı, su kaynaklarının verimliliğini ve miktarını direkt olarak olumsuz yönde etkiliyor. İklim değişikliğine bağlı olarak 2000 yılından bu yana sel kaynaklı afetler yüzde 134 artarken, önceki 10 yıla kıyasla kuraklıkların sayısı ve süresi de yüzde 29 arttı. Son 50 yılda dünyada meydana gelen ısınmanın yüzde 90'ından fazlası okyanuslarda meydana geldi. Deniz suyu sıcaklıklarının artması ve buzulların erimesi sebebiyle önümüzdeki 2000 yıl içerisinde deniz suyu yüksekliklerinin 1.5 derecelik artışta 2-3 metre, 5 derecelik artışta ise 19-22 metrelere ulaşacağı öngörülüyor. Bu da dünyada birçok kıyı yerleşiminin sular altında kalması demek.
 
NE YAPMALIYIZ?
Dünya Su Günü ile hedeflenen farkındalık oluşturularak, insanların, su kaynaklarını korumak ve sürdürülebilir su kaynaklarının kullanımını yönetmek hakkında bilinçlendirilmesi amaçlanıyor. Aksi takdirde artan nüfus ya da iklim değişikliğinin etkileri gibi sorunlardan dolayı suya ulaşmakta daha da zorlanacağız. Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları içerisinde yer alan “Temiz Su ve Sanitasyon” programı ile 2030’a kadar herkesin, güvenilir ve eşit bir şekilde içme suyuna erişmesi hedefleniyor. Peki bu hedefe ulaşırken neler yapmalıyız?
*Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları 6. Madde: Temiz Su ve Sanitasyon başlığı altında tüm insanlık olarak toplanmalı ve yaşam için gerekli ilk şart olan tatlı suyun sürdürülebilir kullanımını sağlamalıyız.
*İyi tarım uygulamaları ve doğru su yönetimi stratejileriyle su kaynaklarımızı gelecek nesillere temiz ve yeterli miktarda aktarmalıyız.
*Kişisel olarak yaşam biçimimizde yapacağımız küçük değişikliklerle su stresi ve su kıtlığından uzak bir yaşam sürebiliriz.
*Bununla birlikte “14. Madde: Sudaki Yaşam”ı benimsemeli ; sürdürülebilir kalkınma için okyanus, denizler ve deniz kaynaklarını korumalı, sürdürülebilir kullanımına dikkat çekmeliyiz.
*Okyanus ve denizlerin sağlığını korumak, kendi sağlığımızı korumaktır. Bunu unutmamalıyız.